Soru:
İsrail ve Amerika için olumlu olan bir anlaşma,
Filistin’in hayrına,
Ve,
Türkiye’nin Filistin politikasına uygun olabilir mi?
Trump…
Her fırsatta,
Mübalağa sanatının tüm enstrümanlarını kullanarak,
Cumhurbaşkanımızı övdükçe övüyor,
Övmelere doyamıyor…
Bu konuda,
Türkiye’de iki yaklaşım:
— Erdoğan artık dünya markasıdır.
Delil,
Trump’ın övgü dolu sözleri…
—Erdoğan dünya markası değildir.
Delil,
Trump gibi mendebur birisinin övgü dolu sözleri…
İktidar medyası;
“Onu-bunu boşver,
Trump, Erdoğan’ı övdü mü övmedi mi; sen ona bak, ötesini karıştırma…” havasında…
Muhalif medya ise;
Trump-Erdoğan iletişimi konusunda istikrar abidesi…
Trump, Erdoğan’a kötü söz edince;
“Adam sövüyor ama gıkınız çıkmıyor”
Trump, Erdoğan’ı övünce;
“Böyle bir adamın övgüsüne nasıl sevinebiliyorsunuz” şeklinde, mutlak eleştiri içindeler…
Güncele ve realiteye gelirsek:
Karşımızda iki Trump var.
Birisi;
Netenyahu ve hükümetince,
İsrail’in en büyük dostu ilan edilen,
Ve,
İsrail parlamentosunda, İsrail Başbakanından daha fazla alkış alan bir Trump…
Diğeri;
Kendini,
İsrail’in en büyük düşmanı olarak konumlayan Cumhurbaşkanımızla ilgili övgü dolu sözler sarf eden bir Trump…
Siz söyleyin;
Acaba,
Hangi Trump sahici ve samimi…
İsrail meclisinde alkışlanan mı yoksa Mısır’da abartı satan mı?
Kaldı ki,
Trump’ın, yaptığı Erdoğan övgüsü, aslında öyle yenilir yutulur bir şey de değil.
Adam diyor ki:
“Ne zaman başım sıkışsa her zaman yanımda oldu. Çok teşekkür etmek istiyorum.
Harika/muhteşem bir insan.
Hiçbir zaman bizi yüz üstü bırakmadı …”
Kim diyor bunu?
Türkiye’ye CAATSA yaptırımları uygulayan ABD Başkanı…
CAATSA nedir?
Amerika'nın Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası…
Hangi ülkelere uygulanıyor?
İran, Kuzey Kore, Rusya ve Türkiye…
Hani,
Dışişleri Bakanımızın uçak motorlarımızı vermiyorlar, F35 projesinde emeğimize çöktüler, F16 uçağı vereceğiz dediler ama hala onu da vermediler diye bahsettiği CAATSA…
Bu yaptırımlar, Biden zamanında mı koyuldu?
Hayır,
Trump’ın önceki başkanlığı döneminde…
Madem “Ne zaman başım sıkışsa hep yanımda oldu” diyor
O halde,
“Dostum” dediği Erdoğan’ın ülkesine koyduğu yaptırımları neden hala kaldırmıyor?
Bilmiyorum,
Bunu, dostun dosta sorması lazım…
Ama,
Galiba,
“Ben, dostum Erdoğan diyorum; Türkiye dostuyum demiyorum ki…” demek istiyor olabilir…
Tüm bunlardan sonra,
Aklıma,
Hasan Cemal’in, “Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım” kitabından bir anekdot geldi:
“Hasan Cemal üniversiteyi bitiriyor
Ve,
Devrim Gazetesi’nde işe başlıyor.
Genç bir muhabir…
Genel Yayın Yönetmeni Doğan Avcıoğlu sabah işbölümü yapıyor…
Hasan Cemal, Demirel’in basın toplantısına gidecek.
Günün akşamı…
Avcıoğlu herkese “ne oldu/nasıl geçti/ne yaptın” gibi sorular soruyor.
Sıra geliyor Hasan Cemal’e…
“Basın toplantısı salonuna gittik,
Bekledik,
Demirel geldi,
Hep birlikte ayağa kalktık…” deyince;
Doğan Avcıoğlu diyor ki:
“Sen de ayağa kalktın ya,
Bu ayıp sana ömür boyu yeter Hasan!..”
Yani,
Demem o ki;
Birinin övgüsü her zaman övünç vesilesi, yergisi de zillet değildir.
Övgü
Muteber olmayan birinden geliyorsa; “ben nerde yanlış yaptım da böyle birinin övgüsüne mazhar oldum” diye,
Yergi
Muteber olmayan birinden geliyor ise; “böyle bir adam beni yeriyor ise demek ki doğru yoldayım” diye düşünmek gerekir.
Acaba
Trump denen bu adam;
Tercih durumunda kalsa,
“Dostum Erdoğan, düşmanım İsrail mi” der,
Yoksa,
“İsrail baki Erdoğan fani mi?..”
Günün Sözü
Benden:
Övgü ile yergi sınırdaştır.
Uzak gibi görünseler de; aralarındaki fark bıçak sırtı kadardır.
Abartı,
Geçişkenliği yakınlaştırır…