Terör…
Tamam
Her şekilde şeksiz-şüphesiz kötüdür,
Bitmelidir, bitirilmelidir,
Ve bitmesi için her adım kuşkusuz çok değerlidir…
Tamam,
Terörsüz Türkiye Projesi iyidir, hoştur, isabetlidir
Ve başarıya ulaşması ülkesel menfaatin en önemli gereğidir.
Ama,
Terörsüz Türkiye Projesi diyerek,
Toplumsal uzlaşma diyerek,
Türk-Kürt-Arap kardeşliği diyerek,
Konuşarak çözeceğiz diyerek;
Eşeğin kulağına su kaçırmanın ve işin bokunu çıkartmanın da bir gereği yok ki!
Tamam,
Büyük, kronik ve tarihi bir sorun…
Tamam,
Yıllarca devlet ve milletin ümüğünü, kanını emen bir sorun…
Tamam,
Çözümü çok zor olan ve fedakarlık isteyen bir sorun…
Ama aynı zamanda,
Özellikle çözüme dair; maksimum hassasiyet, itina ve özen gerektiren bir sorun…
Fakat maalesef büyük kafalar biraz gaflet içinde…
40 yıl boyunca,
Kana, cana, mala ve hatta büyük bir travmaya sebebiyet vermiş bu sorun,
Adeta herhangi bir siyasi sorunmuş gibi davranış sergileniyor.
Sanki,
Siyasal bir ihtilafın halli,
Veya,
AKP ve MHP’nin, DEM Parti’yle ittifak görüşmesiymiş gibi bir basitleştirme havası hakim…
Yahu arkadaş!
Tamam,
Çözüm söz konusu ise;
Acı yarıştırılmaz,
Haklılık/haksızlık öne çıkartılmaz…
Gerekirse,
Dünün acısını yarına taşımayalım diyerek; fedakarlık edilir, yutkunulur…
Ama,
Kör göze parmak sokar gibi “acıysa acı; yaşandı bitti saygısızca” hoyratlığı da nedir Allah aşkına!..
Daha düne kadar,
Teröristbaşı/Bebek Katili” denilen Öcalan için,
Bahçeli’nin “Kurucu Önder” betimlemesi,
Medya’nın “siyaset bilimci” nitelemesi,
Ve,
DEM Parti’nin pervasız Öcalan güzellemeleri henüz hazmedilememişken;
Meclis Grubunda,
DEM Parti’nin
“Önder Öcalan/Ey dağdaki kahraman/Bu meclis seni bekler/Hadi n’olur; çık da gel” tarzında, muhabbet tellallığı yapılması
Ve,
Bahçeli’nin,
“Terörsüz Türkiye Komisyonundan bir grup İmralı’ya gitmeli” demesi,
Zaten acıyla taşan bardağı, çatlatmak değil de nedir?
Sayın ve Pek Muhterem Bahçeli!
Senin,
“Öcalan” güzellemesi yapmana gerek yok ki…
DEM Parti, bunu ziyadesiyle yapıyor…
Senin,
“Garcia’ya Mektup götürmek” gibi “İmralı’ya vekil göndermeyi” kutsamana gerek yok ki…
DEM Parti’nin Terörsüz Türkiye Komisyon üyeleri “İmralı yolları denizden/Heyet gider Meclis’ten” şarkısı eşliğinde,
Hafta sekiz-cuma dokuz; ada sahillerinde muhabbetin, kutsamanın dibine vuruyorlar.
Daha ne olsun Sayın Bahçeli!
Söyle! Ne verim abime…
Bari,
Oldu olacak;
İmralı’yı, TBMM Milli Saraylar kapsamına alın.
Veya,
Öcalan’a, Ankara/İncek’te FETÖ elebaşı için yapılan ve şuanda TMSF uhdesinde bulunan sarayı tahsis edin.
Yahut da,
“Öcalan’dan Ulusa Sesleniş” diye bir duyuru yapıp,
Sonra da,
TBMM Genel Kurulu’na dev bir ekran kurun…
Ve,
Öcalan’ı da, canlı yayına bağlayıp; hem vekillere, hem de millete hitap ettirin
Olsun bitsin…
Bu sayede,
Tüm Türkiye; onun ne kadar yüksek seciye, birikim, öngörü ve hümanizmaya sahip bir önder/bir kahraman olduğunu izleyip anlasın…
Ondan sonra da,
Öcalan külliyatından ve yüksek istidadından istimdat dileyip;
“Lâkin sen Öcalan bir öndermişsin,
İmralı’dan bile himmet eyledin…
Çok çekti bu millet; şu terör bitsin,
Bir el at Öcalan; Allahaşkına…” diye;
Şiirler yazalım, başımıza sıçıralım,
Hoşamedi düzelim, Biji Apo naraları atalım…
**********
Manidar Soru ve Manidar Sonuç
Yıllarca,
Bırakın DEM Parti ile ittifakı; DEM Parti seçmeninden oy isteyenler bile şu soruya muhatap oldu:
“Sen onu bunu bırak!
Önce şunu söyle;
Terörden yana mısın yoksa teröre karşı mısın?”
Şimdiyse,
Gündem Terörsüz Türkiye…
Ve eğer,
İzlenen yol, yöntem ve gidişata dair,
Haklı eleştiri ve doğru bir tespit bile yapmaya kalksan,
Soru yine hazır:
“Sen onu bunu bırak!
Önce şunu söyle;
Yoksa sen terörsüz Türkiye istemiyor musun?”
Yani nedir?
Niyetin, bakışaçın, yaklaşımın iyi veya kötü olsun; fark yapmıyor.
Muhatap olacağın tek şey:
Kırk katır mı kırk satır mı…
************
Gazze Ateşkes Anlaşması
Bu anlaşmaya göre,
Güya,
İsrail, Gazze’den çekilecek/miş…
Hayal etmek güzeldir. Sağlığa bir zararı yok.
Çekilir çekilir…
Tıpkı,
Bugüne kadar,
İşgal ettiği/çöktüğü topraklardan tıpış tıpış çekildiği gibi…