Bahçeli’de puzzle bitmez…
Bahçeli…
İlginç bir adam…
“Artık tamam,
Sürprizin zirvesini gösterdi. Dahası olmaz!” derken; öyle bir cümle ediyor/ettiriyor ki;
Farkına bile varamadan,
“Bunun yanında,
Önceki sürprizler de neymiş ki!” demeye devam ediyoruz.
Tıpkı,
Zirvenin zirvesini gören ama zirve yapmaya bir türlü doymayan akaryakıt fiyatları gibi…
Bahçeli…
Adeta,
İktidarın,
Uç, uçuk ve çılgın siyasetini, daha uç, uçuk ve çılgın sürprizlerle dengelemek,
Veya,
Ön almak,
Yahut da,
Etkisizleştirmek istercesine; maşeri heyecanı canlı tutuyor.
Misal:
İktidar,
CHP saldırılarına henüz başlayamadan “Terörsüz Türkiye Sürecini” başlatması…
Şimdi de,
Önce,
Devlet içinde oluşan “Yeni bir paralel yapı” tehlikesinden bahsettirip “Ne demek istedi/Kimi-kimleri kastetti ki? dedirterek kafaları allak-bullak etti.
Sonra da,
Rüyada görsem inanmam denecek mesabede, TRÇ ittifakından…
Yani,
Türkiye-Rusya-Çin İttifakı’ndan…
Ülkücü ideolojinin en büyük hasmı,
Ve hatta,
Doğuşuna referans olan karşıt ideoloji Marksizm/Leninizm ve Maoculuğun anavatanlarıyla bir ittifak önerisi…
Asıl dikkat çekmek istediğim bu sonuncusu…
Yani,
TRÇ İttifakı…
Kimisi,
Hatta pek çok yazar ve yorumcu,
Bunu, ittifak ortaklarının bir paslaşması olarak yorumluyor.
Ama,
Ben, bu yorumlara katılmıyorum.
Bence,
Hedef iktidar ve mesaj iktidaradır.
Üstelik,
Erdoğan’dan habersiz yapılan bir çıkış ve açıklamadır.
Nasıl anlıyoruz bunu?
Özgür Özel bir ifşalama yaptı:
“Erdoğan gizlice Trump’ın oğluyla görüştü,
Trump’la görüşme yapmak için Boeing uçakları alma sözü verdi…”
Tam bu esnada
Bahçeli’den, TRÇ İttifakı çıkışı gelmesi tesadüf mü sizce?
Sizce de,
Zamanlaması oldukça manidar değil mi?
Özgür Özel’e,
Bir şekilde ulaşan/ulaştırılan gizli görüşme istihbaratından Bahçeli’nin haberdar olmaması mümkün mü?
Tabi ki değil,
Ama,
O görüşmenin,
Bahçeli’den gizli ve haberdar edilmeden yapıldığı aşikar…
Bahçeli bunu öğrenir de durur mu?
Durmaz,
Çünkü,
Görüşme bilgisini getirenler,
Görüşme içeriğini ve Erdoğan’ın, Trump’la görüşme randevusunun belirlendiğini de kesinlikle söylemişlerdir.
Böyleyken,
Bahçeli, bir hamle veya bir çıkış yapmadan durur mu?
Hem de,
Hem Dolmabahçe’de yapılan görüşmeyi, hem de Beyaz Saray randevusunu boşa düşürecek kadar derin, büyük ve marjinal bir hamle…
Aslında,
Bahçeli şunu demek istedi:
“İktidarda kalmak uğruna,
Yaptığın lobiden de, gizli görüşmeden de, içerikten de ve Trump’la rendevulaşmandan da haberdarım,
Benden kaçmaz…
El yükseltmek mi istiyorsun; buyur hodri meydan,
Restini görüyor ve reste rest diyorum…
Sen,
Amerika’ya gidince, “TRÇ İttifakı” söylemimi nasıl izah edeceksin; görelim bakalım!”
Bu arada
Trump’ın oğlu ile Erdoğan görüşmesini,
Hadi, Bahçeli’nin devletle derin bağları olduğu için öğrenmesi normal diyelim,
Ama,
Özgür Özel’in, nasıl ve nereden haberi oldu ki?
Hem de,
Yalanlanamayacak boyutta ve detaylara kadar…
Eskiden olsa hiç mümkün olur muydu?
Erdoğan-Trump görüşmesi ne olur? Türkiye’ye ne kazandırır?
Görüntüsel dostanelikler…
Dostum Erdoğan, Dostum Trump reveransları…
Bakıyoruz, ediyoruz,
Ticaret hacmimizi artıracağız…
Erdoğan güçlü bir lider,
Birlikte pek çok sorunun üstesinden geleceğiz gibi karın doyurmayan güzellemeler…
Türkiye’ye ne kazandırıra gelince;
Trump’ın eli güçlü,
Erdoğan’ın ise dezavantajı çok fazla…
Bu görüşme,
Olsa olsa, Türkiye’yi borçlandırır,
Sadece borç kazandırır…
Ve,
Bence,
Bu seyahat,
Erdoğan’ın, son Beyaz Saray seyahati olacaktır…
*******************
EnDipNot
Bir zamanlar,
Türkiye’nin cari açığını azaltan,
AKP’li bakanların gözde iş adamı olan,
İktidar yanlısı medyanın Hint kumaşı olarak pazarlanan Rıza Zarrap…
O şimdi ABD vatandaşı…
Ve,
Aaron Goldsmith adıyla, bir çiftlik ağası…
Aldığı soyadına bakar mısınız?
Adam,
Ekonomide “Laissez-faire, laissez-passer/Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” ilkesinin mucidi Adam Smith’in soyadını, soyadı yapmakla yetinmeyip,
Gold/Altın ilavesini de ihmal etmemiş…
İşte bu Sarraf Rıza,
Hayat hikayesini,
Netflix’e satmış…
Eminim,
Çok da iyi bir paraya satmıştır…
Yakında,
İzleyecekmişiz…
Artık neyi nasıl anlatacak, neleri ve kimleri açık edecek,
Pazara çıkmayan hangi ipleri ve kimin iplikleri Netflix’de saçılacak?
İzleyince göreceğiz…
Bu arada,
Ne alakaysa; aklıma geldi de:
Birkaç gün sonra,
Trump’la görüşecek olan Erdoğan; bu dizinin yapılmaması veya gösterilmemesi için Trump’tan ricacı olur mu acaba?
Bu gelişmeyi duyunca,
Aklıma,
Aziz İhsan Aktaş geldi.
Adam,
Bence tam bir yerel Zarrap…
Rıza,
Cari açık kapatıyorum diyordu,
Aziz İhsan ise,
Yolsuzlukları ifşa ederek devletime hizmet ediyorum diyor…
Rıza,
Para ve altın saçarak popülarite kazanıyordu,
Aziz İhsan ise,
İddia, iftira ve isnatlarla popülarite kazanıyor…
Peki,
Kim bu Aziz İhsan?
Öncelikle,
0’dan 100 km’ye Ferrari’den daha hızlı çıkan bir işadamı…
Sonra,
Belediyelerin vazgeçilmezi…
Sonra,
Tutuklu bir Suç Örgütü Lideri…
Sonra,
CHP’nin nasıl bir “Suç Örgütü” olduğuna şahadet eden bir itirafçı…
Daha sonra,
Özgür, hür ve yurtsever(!) bir vatandaş…
Acaba diyorum
Yarın-birgün,
Devir değişip; rüzgar tersine döndüğünde,
Aziz İhsan denen bu adam,
İtiraflarım iftira idi diye;
Yine ve yeniden itirafçı olur mu?
Bence olur…
Hem de,
Bugün,
İftiracı itirafçı diye, onu yerden yere vuran medyanın yeni gözdesi bir itirafçı olur…
Şaşırır mıyım?
Asla…
Neden?
Çünkü,
Siyaset böyledir.
Ve,
Bu toprakların kaderi budur…
Bu topraklarda,
Kahramanlıktan hainliğe, hainlikten kahramanlığa geçiş hep ve çok hızlı olur…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

egemen